Üreme Çağındaki Kadınlarda Premenstrüal Sendromla Baş Etme ve Yeme Davranışının Duygu Durumu ve Yaşam Kalitesi Üzerine Etkisi

TÜSEB Acil Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı (2024-A4-02)

TÜSEB Acil Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı (2024-A4-02) kapsamında, yürütücülüğünü Prof. Dr. Nevin Şanlıer’in yaptığı proje kabul edilmiştir. Projede Ankara Medipol Üniversitesi ve Obezite Diyetisyenliği Derneği paydaş olarak yer almaktadır.

Proje afişi: Premenstrüel sendrom ve beslenme
Araştırma ekibi saha çalışmasından görüntü
Anket uygulaması ve ölçüm süreci
Bulgular görselleştirmesi: beslenme modelleri

Giriş

Kadın üreme sisteminde menarştan menopoz dönemine kadar her ay düzenli olarak tekrarlayan, hormonal değişiklik ve kanama ile karakterize fizyolojik süreç menstrual siklus olarak tanımlanır (Arı Yılmaz ve ark., 2020). Ortalama 28 günlük bu döngünün 21–35 günde bir gerçekleşmesi normal kabul edilir ve genellikle 10–12 yaşlarında başlar, 45–50 yaşlarında sonlanmaktadır (Schmalenberger ve ark., 2021).

döngünün luteal fazında ortaya çıkan fiziksel, ruhsal ve davranışsal semptomlarla karakterize premenstrual sendrom (PMS), kadınların büyük bir kısmını etkilerken daha şiddetli formu premenstrual disforik bozukluk olarak adlandırılmaktadır (Itriyeva, 2022). Türkiye’de PMS prevalansı %5,9–76 arasında değişmekte, kadınların %70–90’ı semptomlardan şikâyetçi olmaktadır (Işgın & Büyüktuncer, 2017).

PMS’nin ortaya çıkışında hormonal dalgalanmalarla birlikte yaşam tarzı ve beslenme önemli rol oynamaktadır. Luteal fazda progesteron etkisiyle tatlı ve enerji yoğun besinlere yönelimin arttığı, yağlı, basit şeker içeren ve tuzlu gıdaların tüketiminin yükseldiği bildirilmektedir (Özçifçi & Kızıltan, 2021; Elgzar & Ibrahim, 2017). PMS’li kadınlarda enerji alımının artması ve özellikle karbonhidrat ile yağ tüketiminin yükselmesi, semptomların şiddetini etkileyebilmektedir (Ongan ve ark., 2021). Batı tarzı beslenme modeli PMS ile pozitif ilişkili bulunurken kompleks karbonhidrat, yeterli protein, düşük doymuş yağ, basit şeker ve tuz içeriği düşük dengeli diyet modellerinin semptomları hafiflettiği gösterilmiştir (MoradiFili ve ark., 2020).

Mikro besin ögeleri açısından kalsiyum ve D vitamini düzeyleri ile PMS semptomları arasında negatif ilişki olduğu magnezyumun serotonin ve dopamin üretimi üzerinden semptomları hafifletebileceği, çinko takviyesinin ise antioksidan kapasite ve bilişsel işlevler üzerine olumlu etkileri olduğu bildirilmiştir (Abdi ve ark., 2019; Jafari ve ark., 2020). Ayrıca kuru meyve, sert kabuklu yemiş ve meyve tüketiminin davranışsal semptomlar üzerinde olumlu etkileri olduğu süt tüketiminin ise PMS görülme oranını azaltabileceği saptanmıştır (Hashim ve ark., 2019; Heidarzadeh ve ark., 2021).

Premenstruel sendrom (PMS), özellikle genç yaştaki kadınlarda görülen ve fiziksel, ruhsal, davranışsal belirtilerle seyreden bir durumdur. Hormonal değişimlerin etkisiyle beynin açlık–tokluk merkezi etkilenmekte, iştah artmakta ve besin tercihi değişmektedir. Luteal fazda yağlı, basit şeker ve tuz içeriği yüksek gıdaların tüketimi artmakta karbonhidrat, özellikle şeker içeriği yüksek besinlere yönelik aşerme yaygın görülmektedir (Elgzar & Ibrahim, 2017). Bu dönemde “yeme epizotlarının” sayısının artması, enerji, basit şeker ve yağ alımını yükseltmektedir (Ongan ve ark., 2021). Batı tarzı beslenme PMS şiddeti ile ilişkiliyken kompleks karbonhidrat, yeterli protein, düşük doymuş yağ ve tuz içeren diyet modellerinin semptomları hafifletebileceği bildirilmektedir. PMS’ye eşlik eden yorgunluk, tahammülsüzlük, sinirlilik ve duygu durum dalgalanmaları, yeme davranışlarındaki değişimle birlikte bazı bireylerde yeme davranışı bozukluklarına da zemin hazırlayabilmektedir (Hardin ve ark., 2020; Çoban ve ark., 2021).

PMS’nin yönetiminde beslenme, enerji, makro besin ögelerinin yanında mikro besin ögeleri örüntüsünü de kapsayan bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Uygun diyet modelleri, semptomların hafifletilmesi, yaşam kalitesinin artırılması ve olası yeme davranışı bozukluklarının önlenmesi açısından önemli bir strateji olarak öne çıkmaktadır.

Projenin Amacı

Premenstruasyon döneminde kadınlarda sinirlilik, gerginlik, depresyon ve anksiyete gibi semptomlar görülebilmektedir. Bu durum iştah ve besin tercihlerini etkileyerek duygusal yeme davranışına yol açabilmektedir. Bu proje, söz konusu dönemdeki semptomların kadınların duygu durumu, yaşam kalitesi ve yeme davranışları üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır.

Projenin Hedefi

Hipotezler

  1. Premenstrual dönemde kadınların duygu durumu yeme davranışlarını etkiler.
  2. Premenstrual sendrom görülen kadınların beden kütle indeksi yüksektir
  3. Premenstrual dönemdeki depresyon kadınların yeme arzusunu artırır.
  4. Premenstrüasyon semptomları kadınların iştahını azaltır.
  5. Premenstrual semptomlar duygusal yemeyi artırır.
  6. Premenstrual sendrom kadınların yaşam kalitesini etkiler.
  7. Premenstrual sendrom kadınların duygu durumunu etkiler.

Yöntem

  • Gönüllü olarak çalışmaya katılan 19-40 yaş arası kadınlara uygulanan anket formu demografik bilgiler, antropometrik ölçümler, besin tüketim sıklığı ve çeşitli ölçeklerden (Yeme Arzu Ölçeği Kısa Form, Pozitif ve Negatif Duygu Ölçeği, Adet Öncesi Şikayetler Etki Ölçeği, WHO Ten Well Being, Premenstrüal Semptomlarla Baş Etme Ölçeği, Duygusal Yeme Ölçeği) oluşmaktadır.
  • Antropometrik ölçümler InBody 120 cihazı ile yapılmıştır.
  • Elde edilen veriler istatiksel analiz yöntemleriyle değerlendirilmiştir.
  • Bilimsel ve bütüncül yaklaşım ile planlanan projemiz TUSEB Acil Ar-Ge Proje Destek Programı kapsamında desteklenmektedir.

👩‍🔬 Bilimle Kadınların Yanındayız

Proje Ekibi

Prof. Dr. Nevin ŞANLIER - Proje Yürütücüsü

Proje Yürütücüsü

Prof. Dr. Nevin ŞANLIER

Ankara Medipol Üniversitesi Obezite Diyetisyenliği Derneği TUSEB

Proje Yürütücüsü Kurumlar

Ankara Medipol Üniversitesi

Proje Yürütücüsü Kurumu

TÜSEB

Proje Yürütücüsü Kurumu

Obezite Diyetislenliği Derneği

Proje Yürütücüsü Kurumu

🌱 Kadınların Hayatına Dokunan Sonuçlar

Bu proje aracılığıyla PMS ve beslenme ilişkisini bilimsel olarak netleştirmeyi, kadınlara özel bireyselleştirilmiş beslenme protokolleri geliştirmeyi, toplumsal farkındalık yaratmayı ve kadınların iş, sosyal ve aile yaşamındaki enerjisini, mutluluğunu artırmayı istiyoruz.

Kaynaklar

  1. Abdi, F., Ozgoli, G., & Rahnemaie, F. S. (2019). A systematic review of the role of vitamin D and calcium in premenstrual syndrome. Obstetrics & Gynecology Science, 62(2), 73.
  2. Arı Yılmaz, M., Eroğlu, N., Garipağaoğlu, M. (2020). Normal kilolu ve şişman kadınların menstrüasyon döngüsünde görülen semptomlar ve baş etme yöntemleri. Sağlık Akademisyenleri Dergisi, 7 (2), 131-136.
  3. Çoban, Ö. G., Karakaya, D., Önder, A., İşleyen, Z., Adanır, A. S. (2021). Association of premenstrual dysphoric disorder and eating behaviors among nursing students: A cross-sectional study. Journal of Pediatric and Adolescent Gynecology, 34(2), 203-208.
  4. Elgzar, W. T. I., Ibrahim, H. A. F. (2017). The relationship between dietary habits and severity of premenstrual syndrome among medical college students at Najran University. Merit Research Journal of Medicine and Medical Sciences, 5(12), 646-53.
  5. Hardin, S.L., Thornton, L.M., Munn-Chernoff, M.A., Baker, J.H. (2020). Premenstrual symptoms as a marker of ovarian hormone sensitivity in eating disorders. International Journal of Eating Disorders, 53, 296-301.
  6. Hashim, M. S., Obaideen, A. A., Jahrami, H. A., Radwan, H., Hamad, H. J., Owais, A. A., Faris, M. E. A. I. E. (2019). Premenstrual syndrome is associated with dietary and lifestyle behaviors among university students: A cross-sectional study from Sharjah, UAE. Nutrients, 11(8), 1939.
  7. Heidarzadeh, A., Dehghan, M., Loripoor, M., & Ghanbari, S. (2021). The Relationship between Pattern of Nutrition and Premenstrual Syndrome and Dysmenorrhea in Girl Students of Rafsanjan University of Medical Sciences in 2018: A Descriptive Study. Journal of Rafsanjan University of Medical Sciences, 20(4), 435-450.
  8. Işgın, K., Büyüktuncer, Z. (2017). Premenstrual sendromda beslenme yaklaşımı. Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi, 74(3), 249-260.
  9. Itriyeva, K. (2022). Premenstrual syndrome and premenstrual dysphoric disorder in adolescents. Current problems in pediatric and adolescent health care, 52(5), 101187.
  10. Jafari, F., Amani, R., Tarrahi, M. J. (2020). Effect of zinc supplementation on physical and psychological symptoms, biomarkers of inflammation, oxidative stress, and brain-derived neurotrophic factor in young women with premenstrual syndrome: a randomized, double-blind, placebo-controlled trial. Biological Trace Element Research, 194, 89-95.
  11. MoradiFili, B., Ghiasvand, R., Pourmasoumi, M., Feizi, A., Shahdadian, F., Shahshahan, Z. (2020). Dietary patterns are associated with premenstrual syndrome: evidence from a case-control study. Public Health Nutrition, 23(5), 833-842.
  12. Ongan, D., Bozdağ, A.N.S., Kuleli, M., Ünsal, B., Yıldırım, E. (2021). Premenstrual sendromu olan kadınlarda yeme bağımlılığı: Bulmacanın yeni parçası. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi, 6(2), 39-46.
  13. Özçifçi, N., Kızıltan, G. (2021). Menstrual Döngünün Beslenme Alışkanlığı ve İştah Üzerine Etkisi. Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi-BÜSBİD, 6.
  14. Schmalenberger, K. M., Tauseef, H. A., Barone, J. C., Owens, S. A., Lieberman, L., Jarczok, M. N., Girdler, S. S., Kiesner, J., Ditzen, B., & Eisenlohr-Moul, T. A. (2021). How to study the menstrual cycle: Practical tools and recommendations. Psychoneuroendocrinology, 123, 104895.